16 Ekim 2013 Çarşamba

Bir kültür nesnesi "kanaviçe" ve Niyazi Erdoğan

Kanaviçe son yıllarda sadece adı ile hatırladığımız bir sanat dalı olsa da yaşadığımız coğrafyada oldukça önemli bir yere sahiptir, öyle ki evlenme çağına gelen kızların ilk çalışmaları her zaman kanaviçe üzerine olmuştur. Kıyafetler, yastıklar, bohçalar, panolar yani kısaca uygulanabilir her alan kanaviçe ile süslenmiş ve maharet isteyen bu iş sergilenmek istenmiştir. 

Estetik algılar ile değişim gösteren motif ve uygulamanın aslında tarihi oldukça eskilere, Orta Asya'nın bozkırlarına dayanır, giysi için geliştirilen dikme işleminin hemen ardından gelen dikilen giysileri süsleme ihtiyacı her coğrafyada kendi kendini yaratmış ve insanlık tarihi için estetik gelişmelerin önünü açmıştır. Kanaviçe de işte böyle bir estetik kaygının güdüldüğü zamanlarda ortaya çıkmıştır, Franz Werfel'in deyimiyle "Kadının istediği iki şey vardır: Erkeğin gözüne girmek, kadının gözüne çarpmak." her ne kadar eleştiriye açık bir deyiş olsa da sosyolojik olarak desteklenir yanı olduğunu da belirtmek gerek. Hal böyle olunca kadınların süslemeye ve var olanı olduğundan daha güzel göstermeye merakı ile giysilerin süslenmesi için geliştirilen yöntemler arasında kanaviçe de varlığını çağlar boyu sürdürmüştür. 

Çıkış noktası kesin tanım ile Orta Asya olmasa da bulunan en eski örneklerin bu bölgede ele geçmesi, Orta Asya'nın kanaviçe beşiği olduğunu ortaya koyar, bu bozkırlardan insanların farklı coğrafyalara ilerlemesi ile kültürlerini de yanlarında taşımaları kanaviçenin yayılmasını sağlamıştır. Eski el sanatlarını incelediğiniz coğrafyada çoğunlukla kanaviçe ile karşılaşmanız mümkündür, bölgesel farklı işlemeler, desenler, renkler görülse de kanaviçe varlığını mutlaka gösterir. 

Farklı coğrafyalara yayılımını sürdüren kanaviçe XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa'da oldukça popüler olmuş Fransa, İtalya, İngiltere'deki kadınların kıyafetlerinin detay süslemesi görevi görmüştür. Bunun haricinde flama, çanta, pano gibi birçok yerde kullanılmıştır. 


































1661 yılına ait kanaviçe örneği - Victoria & Albert Museum 



























Victoria & Albert Museum'da bulunan 1600'lere ait bir örnek.



































1300/1400'lere ait İngiliz armaları kompozisyonlu kanaviçe süslü süvari çantası.


XV. ve XVI. yüzyıllara ait Türk kanaviçe örnekleri bulamadım ancak stilize edilmiş çiçek motiflerinin yanı sıra anlam barındıran geometrik desenler ile kompozisyon oluşturulduğuna eminim, eski Türk halı desenlerini gözünüzün önüne getirin ve bunların daha küçültülmüş stilize hallerini düşünün. Her bir geometrik desenin farklı bir anlama sahip olduğundan bahsetmiştim, aslında bu bile başlı başına bir post konusu olur ama üstün körü değineceğim. Türk geleneklerinde ya da daha ziyade göçebe kültürüne dayanan halklarda sanat simgeseldir, sadece sanat değil din anlayışları da simgeler üzerine kurulmuştur, şamanizm kültürü gibi. Anadolu coğrafyasındaki halkların çoğu da göçebe kültürüne dayandığı için simgeselliği kanaviçe alanına da taşımışlardır.




















Günümüz örnekleri her ne kadar bu kadar sade olmasa da geçmiş zamanların kanaviçeleri 2 boyutlu polychrome ya da monochrome desenler ile oluşturulmuş. 


































Evet, gelelim Niyazi Erdoğan'ın konu ile olan alakasına. Mercedes-Benz Fashion Week'14 kapsamında gerçekleştirdiği defilesi ile adından oldukça söz ettiren tasarımcının babaannesi, halası ve annesine ait kanaviçe örnekleri ile konuya girişi yaptık. Şimdi gelin Niyazi Erdoğan'ın lookbook'una bir göz atalım. 



























































































































































































































































































































































SS2014 Niyazi Erdoğan RUNWAY: 




Lookbook'a göz attıktan sonra, eski bir kültürün yansımalarını görmek insanın hoşuna gitmiyor değil ancak bu yansımadan çok tasarımcıların tasarım süreci hakkında bilgi sahibi olmak içinde güzel bir bakış. Niyazi Erdoğan'da ilhamını beslendiği kültürden alarak eserlerine yansıtmış, kullandığı çizgiler, renkler ile de modern erkeğin prototipini çizmiş bir bakıma. Birkaç yazı öncesinde D&G koleksiyonu ile bağdaştırdığım bir yazı vardı hatırlayamadıysanız linke tık. Bu yazının yan komşusu Niyazi Erdoğan tasarımlarında da karşımıza çıkıyor. Renkli dünyalara sahip erkeğin sosyal hayatta daha fazla göreceğimiz günler yakındır umarım. Ataerkillikten kopup biraz anaerkil olmaya başladığımızda sanırım bahsettiğimiz renkli dünya hayali gerçek olacak. Niyazi Erdoğan gibi tasarımcılar da bu renklendirme de güzel birer boya görevi görüyorlar.

Renk skalamızın geniş olduğu, sanat ve moda dolu günler diliyorum....

0 yorum:

Yorum Gönder

Tema resimleri sndr tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.

© 2011 Maddenin Sanat Hali, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena