Türkiyeli insanlar olarak, çoğu zaman genelin dışında hareket etmeyi severiz bilirsiniz. Geneli kendimiz yarattığımız zaman daha özverili ve daha sağlam adımlar atarken buluveririz kendimizi. İşte bu "bahar"da öyle oldu, dünya modasından çok uzaklaşmasak da, kendi sesimizi pardon tarzımızı, kendimiz belirleme yolunda gittik. Tarzımız kendi içimizde üstü kapatılmaya çalışılsa da, dünya podyumları bu tarza sahip çıkarak, kumaşımızın ne kadar kaliteli olduğunu ve terzilerimizin bu kumaşı bir çapulcu bezi yapamayacaklarını haykırdılar. Bunun yerine bu kumaştan Cumhuriyet Baloları'nda giyilecek özgürlük elbiseleri, herhangi bir kıyafetin aksesuarı olmayacak birlik ve beraberlik gömlekleri, gençlerin gündelik hayatlarını taçlandıracak çağdaş, hür ve demokratik t-shirtler dikilmesi gerektiğini, terzilerin yandaşı medyaya bir şekilde aktardılar. Peki nedir bu Gezi Modası ?
Bir diğer tarzımız da sokaklardan; rahat elbiseler yine oldukça revaçta, yürüyüş için tercih edilmiş rahat ayakkabılar ile oldukça hür, oldukça özgürlükçü ve oldukça "Gezi" havasında bir kombin yaratılmış. Kararsız, "bahar"da mı yoksa kışta mı olduğunu tayin edemeyen emniyet güçlerine af edersiniz hava dalgasına temkinli bir şekilde yakalanmış genç kadın arkadaşımız, bu kombinine yağmurluk eklemediği için oldukça memnun, oldukça dirençli, olabildiğince özgür bir şekilde stilini ortaya koymuş.
"Gezi" şıklığında erkekler de kadınlar ile yarışır bir biçimde dünya podyumlarında ki yansımalarıyla oldukça büyük ilgi çektiler. "Bahar"ın getirdiği özgür gün ışığı karşısında renkli tercihleri ile, karanlık günlerin vazgeçilmez tarzını benimsemiş erkeklerden hemen ayrılan "Gezi" erkeği, ayakkabı seçimi dahi yapmaması ile özgür ruhun gerçek temsilcisi olarak bu konseptte yerini almış.
Dünya podyumları (!) tarafından oldukça beğeni toplayan "Gezi" gözlükleri, kararsız gaz dalgasından korunmanın yanında şehirli modern erkeğin görüş alanını da güvenli kılmasıyla dikkat çekici. Renkli seçimler ile oluşturulan kombin, yine "Gezi" erkeğini, kalıplaşmış görüşlerin dışına çıkamayan, belli bir ışık kaynağının yettiği ölçüde hayatı algılamayı seçen erkeklerden ayrı bir konuma koyuyor. Kombinine yer vermeyen ulusal medyaya inat, bu güzel seçimleri tüm ülkede ki "Gezi" modası severlerin beğenisine sunmak için elindeki sosyal medya gücünü de unutmuyor "Gezi" erkeği.
Elbette bu kombinlerin çoğunu televizyonlarından gündemi takip eden "bahar"ın geldiğinden habersiz insanlarımız görmemiş, yaşanan "Gezi"lerden haberdar olmamış, özgür gün ışığını tatmamış olabilirler. Yaşanan bu tarz (!) değişikliği elbet bir gün demokratik giyim kuşam düşkünü bedenlerin ruhlarını da saracak, ve hepimiz istediğimiz gibi giyim kuşam rehberimizi hazırlayabileceğiz. Kaliteli dokunan kumaş her daim kendini belli eder, ancak terzi kötüyse ortaya çıkan ürün pek sağlıklı olmaz, bu yüzden "Gezi"p görüp en iyi terziye karar vermek gerek. Çok Gezi'n, çok konuşun, çok düşünün...
Herkese demokratik günler diliyorum...
0 yorum:
Yorum Gönder